28 Aralık 2009 Pazartesi

%100 Egeli.

Zeytinyağı.
Mucize. 
   En güzeli bizim topraklarımızda çıkan bu lezzetten yeterince faydalanmıyoruz. Ben oldukça severim özellikle piyasa da Ege Sızması tabir edilen türünü. Buruk olanını. Dün alışveriş yaparken yeni bir marka ile tanıştım, sizinle de paylaşmak istedim. Zeytin İskelesi markası ile sofralarımıza gelen bu firma 3 çeşit zeytinyağı çeşidi ile piyasada yer alıyor. Diğer zeytinyağlarından farkını ise şu şeklide belirtmiş.


   "Tazeliğini koruması için üretim sürecinde havayla temas etmemesi sağlanan ve ışıktan etkilenmemesi için koyu renk cam şişe ve tenekede piyasaya verilen Zeytin İskelesi zeytinyağları, üretime alınmadan önce son derece gelişmiş laboratuvarında 42 farklı analizden geçiriliyor. Böylelikle tüketiciye sürekli olarak aynı üstün kalitede ürün temini mümkün olabilecek."






   3 ayrı çeşitle üretim yapılıyor,



Naturel Sızma Zeytinyağı,
   Asit derecesi en düşük zeytinyağı genellikle kusursuz zeytinyağıdır. Ağacından özenle toplanan zeytinlerin, önce yıkanıp sızdırılması, daha sonra da filtrelenmesiyle elde edilir. Genizde çok hafif bir yanma, ağızda yine çok hafif bir acılık hissettirir. Ancak bu yağlar insan sağlığına zarar verecek herhangi bir madde içermediğinden, zeytinyağının E vitaminini yok eden rafinasyon işlemlerine maruz kalmaz.
Naturel Birinci Zeytinyağı,
   Asit seviyesi %2’ye yakın olmasına karşın doğal yapısı duru ve saftır. Ancak bu yağların da naturel sızma yağlar gibi herhangi bir arıtma işlemine ihtiyacı yoktur, Vitamini tam, aroması bölgeye göre değişmekle birlikte genelde yoğundur.
Zeytinyağının kendine özgü tadını daha yoğun hissedersiniz. Bu yoğunluğa alışkın olmayan bazı kişiler bu özelliği tamamen yanlış biçimde yağın ağır oluşu diye nitelendirirler. Oysa tam aksine özellikle yemeklik kullanımda tercih edilen naturel birinci, yemek ve kızartmalarınıza lezzet ve hafiflik katar.
Tadından, kokusundan, doğal ve sağlıklı yapısından hiçbir şey kaybetmez. Zengin aroması ve içerdiği vitaminlerle en ideal yağdır.
Yemekler kadar kahvaltılara, salata ve soslara da lezzet katar.
Organik Naturel Sızma Zeytinyağı,
   Organik zeytinyağı, zirai ilaç ve kimyasal gübre kullanılmadan üretilen zeytinlerden naturel olarak elde edilen ve doğrudan tüketilebilen ve sertifikalandırılan zeytinyağıdır.
Zeytinyağının organik olarak nitelendirilebilmesi için, arındırılmış toprakta yetişen zeytin ağacının, sanayi ve çevre kirliliğinden ve özellikle kimyasal ilaç ve gübre kullanılan tarımsal faaliyetlerden uzak olması gerekir. Organik üretimi yapılan zeytinler toplama aşamasında kayıt altına alınır, uluslararası kalite kontrol şartlarına göre sertifikasyon firmaları tarafından sıkımı denetlenir.
Zeytin İskelesi Organik Naturel Sızma Zeytinyağı üretim sürecinde ısıdan ve ışıktan korunuyor. En saf haliyle evinize geliyor. Anne sütüne en yakın doğal besin kaynağı olduğu için özellikle bebekli ailelere Organik Naturel Sızma zeytinyağını öneririz.





3 Aralık 2009 Perşembe

Dünyanın ilk küp şeklinde doğrayan kompakt mutfak robotu.

  Mutfakta harika lezzetler yaratmak her yemekle uğraşan kişinin gurur duyacağı bir iştir. Lezzetin yanında görüntü de önemli değil mi? Yemeğin lezzetinden önce görüntüsü, sonra kokusu beni cezbeder.
  Bosch mutfak aletleri de bunu fark etmiş. MCM 5529 modeli satışa sunulmuş. Soğan, domates, havuç, kabak, patates, peynir, meyveyi bir çırpıda küp küp doğrayabileceğiz. Salatalar, reçeller, çorbalar yapacağız. 




Bu cihaz normal bir mutfak robotunun yaptığı işleri zaten yapabiliyor. Bir de bu fonksiyonu sayesinde mutfaktaki en iyi arkadaşımız olacak.

İşbir Yatak'dan anti-alerjik yorgan

  Quallofil Air Allerban. Benim gibi toz'dan nem kapan insanların hayatını bir nebze de olsa hafifleten bir teknoloji harikası.




   İşbir yatak firması toz aktarı, bakteri, mantara duyarlı akıllı bir yorgan geliştirmiş. Allerban adı verilen bir ürün ile toz-mite yaşam döngüsü için zorunlu olan belirli mantarların gelişimini önlüyor. Bu madde ile üretilen yorganlarda da rahatlıkla uyuyabilir ve sabahları burnunuz akmadan, hapşırık krizine girmeden uyanabilirsiniz. Bu bakteriler sabah nezlesi, kulak ağrısından yakınmalarımızı ortadan kaldıracak.
  Ürünün işe yararlılığı bağımsız laboratuvarlar, TEC Laboratuvarı (Fransa), NAMSA (A.B.D.), Centexbel (Belçika) Ve ITH (Fransa) tarafından da test edilmiş. Sevdiklerinize güzel bir yılbaşı hediyesi olur ne dersiniz?

2 Kasım 2009 Pazartesi

çamaşır yıkamada kolaylık..


" Dr.Beckmann, Renk Koruyucu, renkliler ile beyazların aynı anda yıkanmasını sağlayan mükemmel bir buluş " diyerek yeni bir ürünle temizlik ürünlerimizin arasında kendine yer edinmek istiyor. Ürün, yıkama esnasında giysilerin üzerindeki renklerin suya karışması ve diğer giysilerin üzerine işlemesi durumunda ortaya çıkan fazla boyaları kendi üzerinde toplayarak giysilerin üzerine geçmesini engellediğini iddia ediyor. Her tür kumaş ve her ısıda kullanılabilen ürün mendil şeklinde tasarlanmış. Ürünü makineye çamaşırlarla beraber atıyoruz mendil istemediğiniz renk verme durumlarında rengi kendi üzerinde tutarak çamaşırlarınızı koruyor. Yıkama bitince ise size çöpe atması kalır. Ev hanımlarına öneriyoruz.

22 Ekim 2009 Perşembe

Nefes-Vatan Sağolsun

Güzel bir hafta daha bitiyor.. Cuma gününden başlarsak önce friendfeed’deki arkadaşlarımla buluşup yıllardır! (Hiç abartmıyoum) fragmanını izlediğimiz çıksa da artık seyretsek dediğimiz “Nefes- Vatan Sağolsun” filmini izlemeye Beyoğlu- Fitaş’a gittik. Nihayet yemeler, içmeler, sohbet muhabbet, bitip de sinema koltuklarına kurulduğumuzda, önceden 25 kişiyi bulacağını sandığımız arkadaş grubumuz topu topu 6 kişiydi. Ama olsun. İlk seyredenler kişilerden biri olmanın verdiği coşkuyla yerleştik koltuklara. Tabiki film’in ana haber bültenlerinde çıkması, fragmanın youtube’ da izlenme rekorları kırması falan derken içimizi daha fazla bir merak kapladı. Sinemanın boğucu havası, bizim havalandırmanın ulaşmadığı en arkadaki koltuklarda konuşlanmamız, bir de üstelik kokuya hassas burnuma rağmen milletin bir sürü mısırla sinemaya gelmesi başlarda biraz bünyeyi baydı. Ama gülünçlü eğlenceli sahneler de kahkahaları patlattık durduk. Bir süre sonra milletin ellerindeki mısırları yiyemeyeceği sahneleri izlemeye başladık. Film Er Ryan’ı kurtarmak filminden bile bayağı etkilenen beni sarstı pek fena. Açıkçası görsel efektlerin bu kadar kullanılacağını düşünmemiştim.
Milliyetçilik ve son günlerde ki açılım saçılım olaylarına değinilecek diye düşünüp de zaten içim bunaldı bu konulardan deyip sakın gitmemezlik etmeyin. Kapıdan girerken hiç bir ırk ve dil ayrımını yapılmadan bir araya getirilmiş, zor koşullar altında askerlik yapmak zorunda kalan insanların kısa öykülerini anlatan bir film seyredeceğinizi bilin. Eşsiz bulut manzaralarını görüp iç çekeceğinizi garanti ederim. Bunun yanında bir kanas mermisinin sesinin bu güzelliği nasıl dağıttığını da göreceksiniz. Film bittiğinde güzel bir ülkede yaşadığını bilen, ama korkuya yenilmemiş bir şekilde “nefes” almak isteyen kendimi sevdiklerimi bolca düşündüm ben. Acaba siz neler düşüneceksiniz?