22 Ekim 2009 Perşembe

Nefes-Vatan Sağolsun

Güzel bir hafta daha bitiyor.. Cuma gününden başlarsak önce friendfeed’deki arkadaşlarımla buluşup yıllardır! (Hiç abartmıyoum) fragmanını izlediğimiz çıksa da artık seyretsek dediğimiz “Nefes- Vatan Sağolsun” filmini izlemeye Beyoğlu- Fitaş’a gittik. Nihayet yemeler, içmeler, sohbet muhabbet, bitip de sinema koltuklarına kurulduğumuzda, önceden 25 kişiyi bulacağını sandığımız arkadaş grubumuz topu topu 6 kişiydi. Ama olsun. İlk seyredenler kişilerden biri olmanın verdiği coşkuyla yerleştik koltuklara. Tabiki film’in ana haber bültenlerinde çıkması, fragmanın youtube’ da izlenme rekorları kırması falan derken içimizi daha fazla bir merak kapladı. Sinemanın boğucu havası, bizim havalandırmanın ulaşmadığı en arkadaki koltuklarda konuşlanmamız, bir de üstelik kokuya hassas burnuma rağmen milletin bir sürü mısırla sinemaya gelmesi başlarda biraz bünyeyi baydı. Ama gülünçlü eğlenceli sahneler de kahkahaları patlattık durduk. Bir süre sonra milletin ellerindeki mısırları yiyemeyeceği sahneleri izlemeye başladık. Film Er Ryan’ı kurtarmak filminden bile bayağı etkilenen beni sarstı pek fena. Açıkçası görsel efektlerin bu kadar kullanılacağını düşünmemiştim.
Milliyetçilik ve son günlerde ki açılım saçılım olaylarına değinilecek diye düşünüp de zaten içim bunaldı bu konulardan deyip sakın gitmemezlik etmeyin. Kapıdan girerken hiç bir ırk ve dil ayrımını yapılmadan bir araya getirilmiş, zor koşullar altında askerlik yapmak zorunda kalan insanların kısa öykülerini anlatan bir film seyredeceğinizi bilin. Eşsiz bulut manzaralarını görüp iç çekeceğinizi garanti ederim. Bunun yanında bir kanas mermisinin sesinin bu güzelliği nasıl dağıttığını da göreceksiniz. Film bittiğinde güzel bir ülkede yaşadığını bilen, ama korkuya yenilmemiş bir şekilde “nefes” almak isteyen kendimi sevdiklerimi bolca düşündüm ben. Acaba siz neler düşüneceksiniz?